top-image

ÖYKÜ

İsim bulma meselesi, tabii ki ‘bulma’ kısmı ile bitmiyor. Bir çocuk doğduğu günden itibaren, geniş bir mentor kitlesi onu eğitmeye başlar. Bu çocuğa sürekli data yükleme işidir. Onlar doğduktan yaklaşık 20 – 22 yıl sonra atılacakları hayata hazır olsunlar, bu esnada da okul hayatları boyunca karşılaşacakları ile baş edebilsinler diye yapılan bu ciddi çalışma ne yazık ki söz konusu olan ‘Marka’ olduğunda yapılamıyor.

Bu işi baştan yapmak zorundasınız. Üniversiteden mezun bir bireyi doğurmak gibi bir şey.

Bu sebepten iyi markaların bir öyküleri vardır. Önsezi, tecrübe, gözlem karışımı ile yazılan bu öyküler onun nasıl büyüdüğünü anlatır. Bu öyküyü oluştururken, işin doğası gereği, isim babasının da olay yerinde olması gerekir.

Eğer ismi siz bulduysanız sizin ofiste, ben bulduysam benim ofisimde, birlikte bulduysak ortada bir yerde buluşup defalarca kez yeniden yazmak zorundayız.